donmuş gibi

donmuş gibi

пIыкIэжьэу

Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. . 1991.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Смотреть что такое "donmuş gibi" в других словарях:

  • karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üşümek — nsz Isı yokluğundan, azlığından veya ısı kaybından etkilenmek, soğuğun etkisini duymak Üşümüş, donmuş gibi, kaba, nasırlı, pis ellerini karnının üstünde sıkıyordu. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tüy — is. 1) İnsan ve hayvan derisi üzerinde bulunan ince, kısa, yumuşak ve sık uzantılar İnce güzel kaşlarının ortasında iki tüyü her zamanki gibi tersine dönmüş. H. E. Adıvar 2) Kuşların gövdesini örten ince ve tel gibi uzantıların her biri veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • belediye — is., Ar. belediyye 1) İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • camit — sf., di, esk., Ar. cāmid 1) Cansız Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç. P. Safa 2) Donmuş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fitil — is., Ar. fetīl 1) Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde Lambanın fitili biraz daha açılmış. Y. Z. Ortaç 2) Derin yaraların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaymak — 1. is., ğı 1) Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman 2) Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz 3) Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka 4) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lastik — is., ği, Fr. élastique 1) Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine. N. Cumalı 2) Kauçuktan yapılmış ayakkabı 3) Kauçuktan yazı silgisi 4) Taşıtların jantlarına yerleştirilen, elastiki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalıp kesilmek — olduğu gibi kalmak Lakin sonra mandalın gürültüsü, kanadın gıcırtısını duyunca hemen yerine donmuş, yatmış, kalıp kesilmişti. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»